2 Ekim 2018 Salı

HAYAL EĞİTİCİSİ


Yazmak; yürümek gibi bir eylemdir benim gözümde. Temposu sadece senin elinde olan, zamanla yavaşlayıp inatla koşmaya sürebileceğin bir biçime sahiptir.Hele bir kere başladın mı içini doldurduğun onca sayfa sana birer yoldaş olur, bir bakmışsın ki artık yürümenin ötesinde yemek yemek gibi elzem bir eylem oluvermiş.

Içindeki her nesne adeta hareketlenmiş ete kemiğe bürünmüş bir şekilde masana gelmiş, sofrana eşlik etmiş. Oluşturduğun o soluk benizli, bitkin karakter sayfalar geçtikce sanki günlerin getirdiği değişimle ruhunu büyütmüş. Daha farklı bir hale gelmiş.

Işte bu yüzden yaratıcılık dediğiniz şey aslında tamamen ‘hayal ürünü’. Evet evet kesinlikle öyle. Ama tam olarak bir yetenek de değil. Tıpkı yarattığın o karakter gibi onun da eğitilmeye, evrilmeye belki de zoraki değişimlere ihtiyacı var.

Şimdi sizlere hayal gücünüzü eğiteceğim desem eminimki bir çok insan bununla ilgili soru sorar. Ama asolan kendi içimizde yapacaklarımızdır. Mesela bugün hava 16 derece ve ayaz var. Size,‘bugün ilk kez dışarı çıktığınızda yüzünüze vuran o soğukta ilk olarak ne hissettiniz?’ diye sorsam ne cevap verirsiniz? Biraz sus pus görüyorum. Peki o halde ben cevaplayayım:

- Aklıma direkt üşümeyi özlediğim gelmişti.Üzerimde uzun zaman önce kendime seyahat hediyesi olarak aldığım ülkelerin pullarının baskısını içeren ince, bir o kadar da sarmalayan bir şal ile boynumu örtmüştüm. Saçlarımın ağzıma girdiğini düşünüp rüzgarı sırtıma alarak ilerlerken elimdeki kahvenin kokusu ile çam ağaçlarının arasına ilerliyor, bir yandan da romanını bitirip kontrolünü yapmaya başlamış arkadaşımın heyecanlı anlatışına kulak veriyordum. Yüzündeki gülümsemeye bakılır ise gelecek yılların en tutkulu fantastik yazarları arasına gireceğini düşünüyordum. Zaten hali hazırda doğuştan sihirli bir havası olduğunu düşünürüm. Saçlarının arasındaki kızıllar ütopik bir evrenden fırlamışcasına ahenkle hareket ederken bir an elindeki telefonu sihirli bir güç barındıran bir haberleşme aracı olarak hayal ettim. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurla kendime geldim. Ayaklarım ıslanmış, arkadaşım onu dinlemediğimi anladığı an yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşmişti. Kısa bir mesafeyi koşarak masama geldim ve yazmaya devam ettim…

Bunu okuduğunuzda aslında içinde yaşıyor ve okuduğunuza kendi hayalinizde kızıl saçlı karaktere ait bir resim çiziyorsunuz. Şimdi aynı soruyu sorsam belki de bir sürü şey üretebilirsiniz. Peki burada değişen ne oldu? Ben size söyleyeyim; benim kurgum sizin hayal gücünüzle birleşip bambaşka bir hal aldı. Aslında kısacık bir paragraf, önemini okuyanın hayalleriyle büyüttü. Bunu okuyan bir çok kişi aynı satırları başkalaştırarak kendi düşüncelerinde yoğurdu. Dolaylı olarak herkes aynı hikayenin bir bileşeni oldu.



Işte bu yüzden siz de kendinize biraz zaman verip hikayelerin, masalların içerisinde yol almaya, herkes ile hayal kurmaya ne dersiniz?


Sevgiyle kalın.
Hoşça bakın zatınıza...



3 yorum:

  1. İyi olur derim.
    Hoşçakalın...

    YanıtlaSil
  2. Hayallere yoldaş olmanın güzelliğini iyi biliriz efenim...

    Güzel günler görecek miyiz dersiniz?

    Belki biraz da güneşli olur?

    Bol sevgi; çok enerji!

    Zencefilos

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel yazmışsınız. Dilinize, kaleminize sağlık.

      Sil

TAŞINMA DUYURUSU!

Merhaba sevgili okuyan, Bugün sizlere aslında biraz da değişik bir durum içerisinden bahsetmek istiyorum. TAŞINIYORUM!!! (Sadece bloğu...